DUA VE NİYAZLARIN KAZANDIRDIĞI

Kulluğumuz dualarımızda saklı! 
Dua ve niyazların mü'mine kazandırdığı sırlardan biri de Allah'a karşı yaptığı yakarışın onun için çok yüksek bir moral kaynağı olduğudur. Allah'a yapılan niyazların ortak noktası, O'na teveccüh etmek, O'na açılan kapının tokmağına dokunmak demektir.

HOŞTUR BANA SENDEN GELEN

Hoştur bana senden gelen,
Ya gonca gül, yahut diken
Ya hayattır, yahut kefen.
Narın da hoş, nurun da hoş
Kahrın da hoş, lütfun da hoş..

VERESİYE DEFTERİ

Muallim Ahmet Rıfkı..
Yıl 1915...
Çanakkale'de kızılca kıyametin koptuğu günler...
Aylardan Mayıs...
Vefa Lisesi Fransızca Muallimi Ahmet Rıfkı her günkü gibi mektepten
içeri girer.
Selâm verir Ahmet Rıfkı ama çocuklar selâma karşılık vermezler!..
Ahmet Rıfkı iyice şaşırmıştır.
Arka sıralarda oturanlardan biri ayağa kalkarak; "-Hocam, mahallemizde
eli ayağı tutan ağabeylerimiz Çanakkale'ye gönüllü gittiler, ama siz
hâlâ buradasınız! Biz de gitmek istiyoruz, fakat yaşımız tutmuyor,
söyler misiniz bize, vatanımız elden giderse sizin verdiğiniz eğitim
ne işe yarar?"
Muallim yaşlı gözlerle sınıftan çıkar ve mektebin idaresine dilekçesini verir.
Arkadaşlarıyla, talebeleriyle vedalaşır, evine gelir.
Ahmet Rıfkı'nın hayattaki tek varlığı yaşlı annesi Ayşe Hanımdır ve
Şehzadebaşı semtindeki evlerinde beraber oturmaktadırlar.
Durumu annesine anlatır, ondan hakkını helâl etmesini ister.
Ardından mahallenin bakkalı, gün görmüş bir zat olan Selâhattin Adil
Efendiye uğrar ve şöyle der:
"Selâhaddin Amca, Allahın izniyle vatanın bağrına saplanmış olan
düşman hançerini çıkartmaya gidiyorum. Senden isteğim, anamı iaşesiz
bırakma! Kısmetse dönüşte borcumu öderim!"
Çeşitli cephelerde savaşa katılır.
19 Aralık 1915 günü şehit olur...
Annesi haberi alır, çok üzülmesine rağmen imanı bütün bir hanım
olduğundan hâdiseyi tevekkülle karşılar.
Aklına, veresiye yiyecek aldığı bakkal gelir.
"Yedi aydır senden veresiye alırız, borcumuzu verelim de oğlum borçlu
yatmasın!" der.
Selâhaddin Efendi şöyle cevap verir:
"Ayşe Hanım, sen okuma yazma bilmezsin, okuma bilen bir yakınını getir
de hesabı o çıkarsın!"
Bunun üzerine Ayşe Hanım, komşusunun kızı Gülşah'la birlikte dükkâna gider.
Selâhaddin Adil Efendi, "Ahmet Rıfkı" bölümünü açarak veresiye
defterini Gülşah'ın önüne koyar!
Gülşah, onlara veresiye defterindeki kırmızı harflerle yazılmış
satırları gösterir.
Şöyle yazıyordur defterde:
"Bu hesap Ahmet Rıfkı'nın kanıyla ödenmiştir

MAHATMA GANDİ'DEN

Demek ki insanlar boşuna lider olmuyorlar.
7 Günah Gandhi'den başka hiç kimse tarafından bu kadar güzel özetlenemez her halde.
                                          
Zorladım kendimi bir tanesinin dışında olduğunu vurgulmak için ama olmadı, 7 ölümcül günah listesi ile bu kadar mı örtüşür bir insan. Hindistan'da Mahatma Gandi'nin mezarını ziyaret eden Erdoğan'a, ülkesinin bağımsızlığı için ömrünü veren bu büyük insanın yazdığı 7 ölümcül sosyal günah listesini armağan ettiler.      

Gandi'nin 7 ölümcül günah listesi şöyle:
*İlkesiz siyaset* (Politics without Principal)
*Emeksiz zenginlik* (Wealth without Work)
*Vicdansız haz* (Pleasure without Conscience)
*Niteliksiz bilgi* (Knowledge without Character)
*Ahlaksız ticaret *(Commerce without Morality)
*İnsaniyetsiz bilim* (Science without Humanity)
*Özverisiz ibadet* (Worship without Sacrifice)

GÜNÜN DUASI

Bismillâhirrahmânirrahîm
Rabbimiz! Dualarımızı kabul buyur.. âcizliğimize, zayıflığımıza, düşmüşlüğümüze ve muhtaç oluşumuza merhametinle mukabelede bulun.. (aşılmaz gibi görünen) zorlukları bizim için kolaylaştır.. gaye-i hayallerimize hakikat urbası giydir ve bizi dünyada ve âhirette utanılacak durumlara düşmekten muhafaza eyle! Rabbimiz! Kalblerimizi ve bütün kullarının kalblerini imana, İslâm’a ve Kur’ân yolunda hizmete tevcih buyur.. sineleri bize karşı düşmanlıkla köpürüp duranlara karşı yardımcımız ol ve bizi sevip hoşnut olduğun amelleri işlemeye muvaffak kıl... Bütün bunları Senden, yine Senin güzel isimlerinin hakkı için ve Efendimiz Hazreti Muhammed Mustafa hürmetine dileniyoruz Rabbimiz!

NANKÖR İNSAN

Nankör insan, her şeyin fiyatını bilen fakat hiçbir şeyin değerini bilmeyen kimsedir.

İnsan kadar NANKÖR'ünü bahsettiğiniz kedilerde bile görmedim.

Gerçek şu ki, insan pek zalimdir, pek nankördür.